Pandemi Döneminde Öğretmenlerin Psikolojik Sağlamlıkları

Pandemi Döneminde Öğretmenlerin Psikolojik Sağlamlıkları

 

Gülçin KARADENİZ

Neslihan ZABCI

 

Karadeniz, G. ve Zabcı, N. (2021). Pandemi döneminde öğretmenlerin psikolojik sağlamlıkları.Özel Okullar Birliği Dergisi. Sayı 56, 36-42.



Baş edilmesi gereken birçok sorunla iç içe yaşadığımız günümüzde, bireylerin yaşadıkları problemlere çözümler üretebilme esnekliğine ve becerilerine sahip olmaları önemli bir kişilik özelliği olarak gösterilmektedir. Bu özellik, bireyin güçlü yönlerine odaklanan pozitif psikolojisinin (Duckworth ve ark., 2005) ilgilendiği bir kavram olarak, benzer sorunlarla karşılaşan insanların neden “yenenler/kazananlar” veya “yenilenler/kaybedenler” şeklinde ayrıldıkları ile ilgili araştırmalarla literatüre girmeye başlamıştır.

Psikolojik sağlamlık, bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları olumsuz yaşam olayları (boşanma, terör, yoksulluk, bozuk aile düzeni, göç, iş yerinde yaşanan sorunlar, tehdit vb.) ağır risk şartları ve/veya bir zorlukla karşılaşıldığında olumlu uyum gösterme, kendini yeterli olarak görme ve bu durumla baş edip, eski haline dönebilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır (Allen ve Hurtes, 1999; Masten, 2001, Rutter, 1999; Wagnild ve Young 1993). Ayrıca son araştırmaların sonuçlarına göre (Alikaşifoğlu ve Ercan, 2009) psikolojik sağlamlık birey için kalıcı değil geçici bir özellik de olabilmektedir. Bu veri bize, bireyin psikolojik sağlamlık göstergelerinin yaşamının farklı dönemlerinde farklı çıktıları olabildiğini göstermektedir. 

Karmaşık bir yapıya sahip olan psikolojik sağlamlık kavramı, fiziksel olarak dayanıklı, güçlü ya da sağlıklı olmayı ifade etmemektedir (Kobasa, 1979). Tanımda geçen ‘risk faktörleri’ ifadesi genetik, biyolojik, psikososyal ve demografik özellikleri kapsamaktadır (Terzi, 2008). Erken doğum veya kronik hastalıklar bireysel risk faktörleri arasında gösterilirken, ekonomik zorluklar, savaş, doğal afetler, istismar, şiddet, barınma sorunları çevresel risk faktörleri olarak kabul edilmektedirler. Yine ebeveynlerin hastalıkları, boşanma, erken hamilelik durumları da risk faktörlerine örnek gösterilebilir (Basım ve Çetin, 2011; Karaırmak, 2006). Pandemi dönemi de bu faktörlere örnek gösterilebilir. 

Bu noktada, yaşanabilecek risk faktörlerine karşı “koruyucu faktörler”in önemi ortaya çıkmaktadır. Önleyici olarak düşünebileceğimiz koruyucu faktörler, bireyin yeterliklerini geliştiren durumların yanı sıra ona ait duygusal ve fiziksel iyi oluşunu artıracak davranışları da kapsamaktadır (Masten, 2001). Koruyucu faktörleri; dışsal/çevresel faktörler (beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan travmatik bir yaşantı risk durumu vb.) ve içsel/bireysel faktörler (iyimserlik, özyeterlik ve problem çözme odaklı/stresle başa çıkma stratejleri) olarak düşünebiliriz. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, psikolojik sağlamlık, iyimserlik (Kumpfer, 1999; Luthar, 1999), özyeterlilik (Benard, 2004) ve iç denetim odağı (Magnus, Cowen, Wyman, Fagen ve Work, 1999) gibi bireysel özelliklerle sıkı sıkıya ilişikilidir (Ülker Tümlü ve Recepoğlu, 2013).

Psikolojik sağlamlık ile ilgili ilişki kurulabilecek birçok kişilik özelliği olduğu bilinmektedir. Masten (1986) duyarlılık, iç görü, mizah tarzı, entelektüel beceriye ve farklı bakış açılarına sahip olma vb. içsel faktörlerin psikolojik sağlamlık ile ilişkili olduğunu saptamıştır.

Dışsal destek kaynakları ise literatürde; iyi iletişim kurulabilen anne babanın varlığı, sağlıklı bir ev hayatının olması, okul hayatına destek verilmesi, eğitim düzeyi yüksek ebeveynlere sahip olunması, sosyal çevre, iyi arkadaşlar, öğretmenler, komşular, iş arkadaşları ve diğer yakın olunan kişileri içermektedir (Brooks 1994; Garmezy 1993; Werner 1993; Ülker-Tümlü ve Recepoğlu, 2013). Smith ve Prior (1994) bu sürece sosyal etkileşim ile işbirliği gerektiren hobileri de eklemişlerdir. Dışarıdan sağlanan destek psikolojik ve fizyolojik yapıyı tehdit eden olaylara ve tehlikelere karşı kalkan görevi görmektedir (Terzi, 2008).

Luthar ve arkadaşları (2000) psikolojik sağlamlığın üzerinde; bireysel, ailesel ve çevresel faktörlerin ve bu faktörlerinin birbirleriyle olan etkileşimlerinin söz konusu olduğuna dikkat çekmişlerdir. 

Pandemi döneminin birden yaşamımıza girmesi ile tıp camiası gibi eğitim camiası da büyük sorumluluklar yüklenmiştir. Öğretmenlerin ise kritik bir görevi yürüttüklerine inanılmaktadır. Bu nedenle, evdeki ve işteki sorumlulukları artan belki de evde rolleri karışan öğretmenlerin psikolojik sağlamlıklarını korumalarının önemi büyüktür. Öğretmenlerimiz içinde bulunduğumuz bağlamda deprem, terör olayları vb birden gelişen birçok olayla mesleklerini en iyi bir şekilde sürdürmüşler ve öğrencinin faydasına olacak şekilde yeniden yapılanmaya giderek acil durumlarla başa çıkabilmişlerdir. Ancak pandemi gibi dünyada kimsenin tam da bilgisinin olmadığı, kaygının tetiklendiği, sorumlulukların arttığı bir dönemde neler yaşandığı merak konusu olmuştur. Birçok konuda belirsizliğin devam ettiği, süresi henüz ne zaman sona erecek bilinmeyen bir dönemde gelecek nesli yetiştiren öğretmenlerimizin yaşantılarının bilinmesi, koruyucu ve destekleyici politikalar oluşturulmasının katkı sunabileceği düşünülmektedir. Bu noktada, pandemi döneminin en önemli figürlerinden olan öğretmenlerin psikolojik sağlamlıklarının ve etkileyen stresörlerin belirlenmesinin gelecekteki süreçte önemli olacağına inanılmaktadır. 

Bu araştırma, tarama modeline göre tasarlanmıştır. Araştırmaya gerekli bakanlık izinleri ve etik kurul izinleri alınarak başlanmıştır. Çalışmaya pandemi döneminde uzaktan eğitimde ders vererek aktif rol alan eğitimciler davet edilmişlerdir. Örneklemi, İstanbul’da izin alınan okullarda görev yapan 311 öğretmen ve yönetici oluşturmaktadır. Katılımcıların çoğunluğun özel okulda görev almasının nedeni devlet okul öğrencilerinin bu süreçte televizyondan öğrenime devam etmeleri ve özel okullarda uzaktan eğitim modelinin daha yaygın kullanımıdır. Soru formlarını cevaplayan ancak kendisi ya da birinci derecede yakını COVİD 19 tanısı alan 11 öğretmen, sonuçları etkileyeceği düşünüldüğünden, örneklemden çıkartılmıştır. Katılımcıların tümü bu dönemde psikolojik yardım almadıklarını ve alma gereksinimi duymadıklarını dile getirmişlerdir. Katılımcıların mesleki kıdem yılı 14, son çalıştıkları iş yerindeki kıdem yılları ise 5,6’dır. Çalışma grubunun demografik özellikleri Tablo 1 de sunulmuştur.

 

Tablo 1

Çalışma Grubunun Demografik Özellikleri

 

 

 

(n = 311)

100

Değişkenler

 

N

%

Cinsiyet

Kadın

269

86,5

 

Erkek

42

13,5

Çalıştıkları Okul Türü

Devlet

47

15,1

 

Özel

264

84,9

Medeni durum

Bekâr

98

31,5

 

Evli

195

62,7

 

Evli ancak ayrı yaşıyor

18

5,8

Mezun oldukları okul

Önlisans

18

5,8

 

Lisans

191

61,4

 

Yüksek lisans

101

32,5

 

Meslek okulu mezunu

1

,3

Mesleki kıdem yılı

1-10 yıl arası çalışanlar

127

40,8

 

11-21 yıl arası çalışanlar

120

38,6

 

22 yıl ve üzeri çalışanlar

64

20,6

 

1-10 yıl ve arası çalışanlar

127

40,8

 

11-21 yıl arası çalışanlar

120

38,6

Görev yapılan okul

Devlet

47

15,1

 

Özel

264

84,9

Ders Verilen Grup

Okul öncesi

82

26,4

 

İlkokul

125

40,2

 

Ortaokul

75

24,1

 

Lise

29

9,3

İş yerindeki ünvanı

Sınıf öğretmeni

93

29,9

 

Branş öğretmeni

106

34,1

 

Müdür yardımcısı

8

2,6

 

Koordinatör

4

1,3

 

Zümre başkanı

10

3,2

 

Rehber öğretmen

65

20,9

 

Okul müdürü

3

1,0

 

Yardımcı öğretmen

8

2,6

 

Belirtilmemiş

14

4,5

Çocuğu olma durumu

Evet

159

51,1

 

Hayır

152

48,9

Yaş ort: 37,8

Yaş ranjı: 23-65

 

 

 

İlgili literatürün taranması ve uzman görüşlerinin alınması ile oluşturulan kişisel bilgi formunun ilk kısmı sosyo demografik bilgiler, ikinci kısmı ise pandemi dönemindeki öğretmenlerin çalışma koşullarını belirlemeye dair soruları kapsamaktadır. Ayrıca çalışmada Kısa Psikolojik Sağlamlılık Ölçeği (KPSÖ) kullanılmıştır. KPSÖ, bireylerin kendilerini toparlayabilme potansiyellerini ve psikolojik sağlamlıklarını ölçmek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek, Smith ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilmiş ve Doğan (2013) tarafından Türkçe’ ye uyarlanmıştır. Ölçekten alınan yüksek puanlar yüksek düzeyde psikolojik sağlamlığı, düşük puanlar ise düşük düzeyde psikolojik sağlamlığı göstermektedir. Ölçeğin alt boyutlarının iç tutarlılık güvenirlik katsayıları .80 ile .91 arasında değişmektedir. Bu çalışmada ise, toplam puan üzerinden ,82 olarak saptanmıştır.

Çalışmada, öğretmenlere anketler, izin alınan okullarla bağlantı kurularak elektronik ortamda link gönderilerek iletilmiştir. Veriler, Mayıs 2020 döneminde toplanmış ve değerlendirmeye alınmıştır.

Araştırma verilerinin analiz sürecinde, öncelikle veriler katılımcı ve değişken düzeyinde düzenlenmiş ve ayıklanmıştır. Bu işlemlerin ardından açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile ölçek yapıları ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra ilk olarak araştırma değişkenlerine ait tanımlayıcı analiz bulguları hazırlanmıştır.

Literatürde cinsiyet, işteki kıdem yılı gibi değişkenlerin psikolojik sağlamlığı arttırdığına dair görüşler hakimdir (Örn: Altuntaş ve Genç, 2020; Hoşoğlu ve ark., 2018; Toprak, 2014) bu çalışmada kadın ve erkek öğretmenlerin katılımcı sayıları denk olmadığı için bir analiz yapılmamıştır. Kıdem yılı arttıkça öğretmenlerin psikolojik sağlamlıklarının arttığı ise bu araştırma grubu için de aynı sonucu vermiştir (p<.05, r=,127)

Psikolojik sağlamlıkta sosyal destek kaynakları önemlidir. Alanyazında en önemli sosyal desteğin eş ve çekirdek aileden geldiğine vurgu yapılmaktadır. Bu araştırmada yapılan analizler sonucunda çalışma grubunun psikolojik sağlamlıkları medeni durumlarına göre anlamlı bir fark göstermemiştir. Bir diğer sosyal destek kaynağı da kurumsal destektir. Çalışma grubunun yaşadıkları sorunlarda aldıkları kurumsal desteğe ait değerlendirmeleri Tablo 2’de sunulmuştur.

 

Tablo 2

Öğretmenlerin Bildirdikleri Destek Kaynakları

 

Çalışma Grubunun Bildirdikleri Destek Kaynakları

Frekans

Yüzde

Kurumsal desteği her zaman hissettim

45

14,5

Zaman zaman hissettim

33

10,6

Kurumsal destek hissetmedim

60

19,3

Kişisel çözümler üretmek zorunda kaldım

35

11,3

Meslektaş desteği aldım

17

5,5

Aile desteği aldım

10

3,2

Kurumsal desteği hissettim ama kişisel çözümler üretmem gereken sorunlar da oldu

111

35,7

Toplam

311

100

 

Çalışma grubunun psikolojik sağlamlıklarının yaşadıkları sorunlar karşısında kurumsal destek alma şekillerine göre bir farklılaşma gösterip göstermediğini belirlemek için yapılan ANOVA testi sonucunda anlamlı bir farklılaşma saptanmıştır (p<,001). 

Bu farklılaşma kurumsal destek hissetmeyenlerle aradığı desteği tamamen bulanlar arasındadır. Kurumsal desteği her zaman hissedenlerin psikolojik sağlamlıkları kurumsal desteği hissetmeyenlerden daha yüksektir (p=,001; F=5,26).

Yeni karşılaşılan bu durumda kurumsal birlik, bir gruba ait olma ve onlar tarafından anlaşılmanın duruma uyumu kolaylaştıracağı ve iyi liderlerin kurum çalışanlarının verimini arttıracağı düşünülmektedir. Bu noktada, kurum yöneticilerine büyük görev düştüğüne inanılmaktadır. Öğretmenler araştırma sonunda söylemek/eklemek istedikleriniz var mı kısmına özellikle idarecileri/ koordinatörleri tarafından desteklendiklerinde öz yeterliliklerinin arttığını ve daha verimli çalıştıklarını paylaşmışlardır. Elbette bu yeni dönem idari kadro içinde birçok olumsuz koşullar yaratmıştır. Ancak idarecilerin bu durumu öğretmenleri ile istikrarlı ve yapıcı paylaştıkları durumlarda öğretmenlerin hem veli hem de öğrenci işleri ile daha olumlu duygular yaşadıkları ve yardıma daha açık oldukları saptanmıştır. 

Psikolojik sağlamlıkta motivasyon kavramı da önemli bir temele temas etmektedir. Bu sebeple öğretmenlere motivasyon düzeylerini değerlendirmeleri istenmiştir. Katılımcılar motivasyonlarını şu şekilde değerlendirmişlerdir (Tablo 3):

 

Tablo 3

Katılımcıların Motivasyon Düzeylerini Değerlendirmeleri

 

Çalışma Grubunun Bildirimleri

Frekans

Yüzde

Motivasyonum azaldı

150

48,2

Motivasyonum yükseldi

59

19,0

Bir değişiklik olmadı

102

32,8

Toplam

311

100,0

 

Katılımcıların psikolojik sağlamlıklarının motivasyonlarına göre bir farklılaşma gösterip göstermediğini belirlemek için yapılan ANOVA testi sonucunda anlamlı bir farklılaşma saptanmıştır (p<,001). Motivasyonu yüksek olanların psikolojik sağlamlıkları motivasyonu düşenlere göre daha yüksektir (p=,000; F=12,92).

Öğretmenler açık uçlu soruya verdikleri yanıtlarda motivasyonlarını kaybetme nedenlerini, hem ev hem de işle ilgili sorumluluklarının arttığına, eskiden planlı olan hayatlarında pandemi döneminde her an yeni bir değişiklik yaşanması ile kontrolün zorlaştığına bağlamışlardır (Örn: birden gelişen toplantılar, birden gelen kötü haberler vb.). 

Öğretmenler, uzaktan eğitimden en çok öğrencilerinden geri bildirim almamaktan rahatsız olduklarını ve bu durumun kendilerini üzdüğünü dile getirmişlerdir (Karadeniz ve Zabci, 2020). Öğretmenlerimiz toplum örnekleminde genelde mükemmeliyetçi yapıları ile dikkat çekmektedir (Brophy, 1981; Güngör, 2009; Üstün ve Akdağ, 2016). Öğrencilerine en fazla yararı sunmak isteyen öğretmenlerin belki de öğrencilerine dokunamamaları uzaktan eğitime çok da sıcak bakmadıklarını ve onları daha fazla yorduklarını düşündürebilir. Alanyazında öğretmenlerin daha ziyade kinsetetik ve dışadönük kişilik özelleri (Hotaman, 2012) olduğuna yönelik bulgular hatırlandığında online yürütülen uzaktan eğitime sıcak bakmamaları anlaşılabilir.  

Psikolojik sağlamlığı korumak, öz yeterli hissetmek için yapılan işin/amacın benimsenmesi de ayrı önem taşımaktadır. Bu bağlamda öğretmenlere uzaktan eğitimin yararına inanıp inanmadıkları sorulmuştur. Öğretmenlerin verdikleri cevaplar Tablo 4’de belirtildiği şekildedir.

 

Tablo 4.

Öğretmenlerin Uzaktan Eğitimin Yararına Dair Düşünceleri

 

Çalışma Grubunun Bildirimleri

Frekans 

Yüzde

Çok yetersiz kaldığını düşünenler

17

5,5

Yetersiz olarak değerlendirenler

38

12,2

Kararsız olduğunu paylaşanlar

77

24,8

Yeterli bulanlar

122

39,2

Çok yeterli olduğunu düşünenler

57

18,3

Toplam

311

100,0

 

 

 

 

Bu sonuçlar, pandemi döneminin ilk aylarına aittir ve öğretmenler de diğer herkes gibi ilk defa yaptıkları işin çıktısını kestirmekte zorlanmış olabilirler. Çıktılar alındıkça öğretmenlerin iyi iş çıkardıklarına inançlarının artacağı ve bu konuda daha iyimser olacakları düşünülmektedir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 49,8’i (n= 155) uzaktan eğitime devam etmek istemediklerini, % 31,8’i (n= 99) kısmen edebileceklerini, % 18,3’ü (n= 57) de uzaktan eğitime devam etmek istediklerini belirtmişlerdir. 

Öğrencilerin de sürece direkt etkisi olabileceği için çalıştıkları grupların tutumlarını nasıl algıladıkları da sorulmuştur. Yapılan analizler sonucunda bu algının öğretmenlerin psikolojik sağlamlığında bir fark yaratmadığı tespit edilmiştir. Burada öğretmenlerin kıdem yılının ve çalıştıkları kurumdan destek almalarının daha etkili olduğu düşünülebilir.


Tablo 5.

Pandemi Döneminde Öğretmenlerin Öğrencileri İle İlgili Görüşleri

 

 

 

(n = 311)

100

Değişkenler

 

N

Ders yaptığınız öğrencilerin katılım durumlarını nasıl buldunuz?

Çok yetersiz

24

7,7

 

Yetersiz

43

13,8

 

Kararsızım

43

13,8

 

Yeterli

155

49,8

 

Çok yeterli

46

14,8

Öğrencilerin dikkat süresini nasıl buldunuz?

Çok yetersiz

15

4,8

 

Yetersiz

72

23,2

 

Kararsızım

91

29,3

 

Yeterli

116

37,3

 

Çok yeterli

17

5,5

Öğrencilerin motivasyonlarını nasıl buldunuz?

Çok yetersiz

12

3,9

 

Yetersiz

68

21,9

 

Kararsızım

99

31,8

 

Yeterli

115

37,0

 

Çok yeterli

17

5,5

Öğrencilerin disiplinlerini nasıl değerlendirirsiniz?

Çok yetersiz

14

4,5

 

Yetersiz

69

22,2

 

Kararsızım

91

29,3

 

Yeterli

109

35,0

 

Çok yeterli

28

9,0

Öğrencilerin genel olarak iletişim becerilerini nasıl değerlendirirsiniz? (Derste söz alma vb.)

Çok yetersiz

9

2,9

 

Yetersiz

44

14,1

 

Kararsızım

68

21,9

 

Yeterli

145

46,6

 

Çok yeterli

45

14,5

Öğrencilerin genel olarak kaygı düzeylerini nasıl değerlendirirsiniz?

Çok az kaygılılar

12

3,9

 

Kaygılılar

57

18,3

 

Kararsızım

131

42,1

 

Oldukça kaygılılar

97

31,2

 

Çok kaygılılar

14

4,5

 

Pandemi döneminde de öğrencilerine büyük bir özveriyle destek vermeye çalışan öğretmenlerimizin psikolojik sağlamlıklarını korumaları önemlidir. Bu dönemde özellikle öz yeterliliğe ve öğretmen kapsayıcılığına dair eğitimlere yer verilmesinin süreci yönetmekte etkili olacağı düşünülmektedir. Bunların yanı sıra öğretmenlerin eğlenceli etkinliklerle bir araya gelmelerinin sağlanması, yeni hobiler edinmeye teşvik edilmeleri ve özellikle kendi aralarında birbirlerine deneyimlerini aktarabilecekleri grup destek çalışmaları önerilmektedir.


Tamamı için; https://www.tozok.org.tr/Dergi/Nisan2021/56_Sayi.pdf

 

Kaynakça

Alikaşifoğlu, M. ve Ercan, O. (2009). Ergenlerde riskli davranışlar. Türk Pediatri Arşivi. 44(1), 1-6.

Allen, L. R. ve Hurtes, K.  (1999). Making an impact. Parks and Recreation, 34, 11.

Basım, H.N. ve Çetin F.  (2011). Yetişkinler için psikolojik dayanıklılık ölçeği’nin güvenilirlik ve geçerlilik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 22, 104-114.

Brophy, J. (1981). Teacher praise: a functional analysis. Review of Educational Research, 5(32), 43-51.

Duckworth, A. L., Steen, T. A. ve Seligman, M. E. P. (2005). Positive psychology in clinical practice. Annual Reviews of Clinical Psychology, 1, 629-651. 

Karadeniz, G. ve Zabci, N. (2020).  Pandemi döneminde uzaktan eğitim veren öğretmenlerin çalışma koşulları ve algıladıkları stres ile psikolojik iyi oluşları arasındaki ilişki. MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 2(22), 301-314. 

Karaırmak, Ö. (2007), Investigation of personal qualities contributing to psychological resilience among earthquake survivors: A model testing study (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Kobasa, S. C. (1979). Stressful life events, personality, and health: An inquiry into hardiness. Journal of Personality and Social Psychology, 37(1), 1-11. 

Luthar, S. ve Cicchetti, D. ve Becker, U. (2000). The construct of resilience: Implications for inverventions and social policies.  Development and Psychopathology, 12, 857-885.

Masten, A. S. (2001), Ordinary magic: resilience process in development. American Psychologist, 56, 227-239.

Rutter, M. (1999). Resilience concepts and findings: Implications for family therapy. Journal of Family Therapy, 21 (2), 119–144.

Wagnild, G. ve Young, H. M. (1993). Development and psychometric evaluation of the resilience scale.  Journal of Nursing  Measurement, 1, 2.

Terzi, Ş. (2006). Kendini toparlama gücü ölçeğinin uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(26), 77-86.


Gülçin Karadeniz & Neslihan Zabcı



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINDA KULLANILAN ÖLÇME DEĞERLENDİRME ARAÇLARI: TÜRKİYE’DE YAPILAN ÇALIŞMALARA TOPLU BAKIŞ

Gelişim Psikolojisi Açısından Sürdürülebilirlik: Doğada Sağlıklı Çocuklar Yetiştirmek