Pandemi Döneminde Ebeveynlerin Algıladığı Stres ve Umutsuzluk Düzeylerinde Psikolojik Dayanıklılığın Aracı Rolü

The Mediator Role of Resilience in Parents' Perceived Stress and Hopelessness Levels During the Pandemic Period

 Öz

Koronavirüs pandemisiyle birlikte birçok birey motivasyon kaybı, gelecekle ilgili beklentilerde azalma ve yüksek düzeyde umutsuzluk yaşamıştır. Bu durum da artarak devam eden stresli yaşantıların yürütülmesine yansımıştır. Çalışmada, alanyazında risk faktörlerine karşı ön önemli koruyucu faktörü olarak belirtilen psikolojik dayanıklılığın bu uyum sürecine nasıl aracılık ettiği değerlendirilmiştir. Araştırmaya, 744 kadın, 90 erkek olmak üzere toplam 834 genç ve orta yetişkin katılmıştır. Katılımcılara; kişisel bilgi formu, Algılanan Stres Ölçeği, Beck Umutsuzluk Ölçeği ve Psikolojik Sağlamlık Ölçeği uygulanmıştır. Oluşturulan modelde, psikolojik dayanıklılığın, umutsuzluk-algılanan stres ilişkisine anlamlı düzeyde aracılık ettiği saptanmıştır. Psikolojik dayanıklılığın umutsuzluk-algılanan stres arasındaki pozitif ilişkiyi azalttığı görülmektedir. Bu bulgu, yüksek psikolojik dayanıklılık ve düşük umutsuzluk düzeylerinin bireylerin algıladıkları stresi azalttığına işaret etmektedir. Araştırmada ölçek puanları; cinsiyet, yaş, gelir durumu, evden çalışma durumu ve evde destek olan bir kişinin varlığı değişkenlerine göre anlamlı bir farklılaşma göstermemiştir. Bu çalışma, cinsiyet ve çevresel faktörlerden bağımsız olarak, COVID-19 pandemisi ile başetmede ayırd edici etkenin bireyin psikolojik dayanıklılığı olduğuna işaret etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Pandemi, COVID-19, Psikolojik Dayanıklılık, Algılanan Stres, Umutsuzluk

Abstract

With the coronavirus pandemic, many individuals have experienced loss of motivation, decreased expectations about future and high levels of hopelessness. This situation shows its effect on the conduction of increasingly stressful lives. In this research, it was evaluated how psychological resilience, which is stated as the most important protective factor against risk factors in the literature, mediates this adaptation process. There are 774 women and 90 men in total of 834 young and middle adult participated in the research. Personal information form, Perceived Stress Scale, Beck Hopelessness Scale and Psychological Resilience Scale were applied to the participants. In the model that created, it was determined that psychological resilience mediates the relationship between hopelessness and perceived stress in a significant way. It can be conducted that, psychological resilience reduces the positive relationship between hopelessness and perceived stress. This finding indicates that high resilience and low hopelessness levels reduce individuals' perceived stress. In the research, the scale scores did not show a significant difference according to the variables of gender, age, income, working from home and the presence of a supporter at home. This study indicates that, the distinguishing factor in coping with the COVID-19 pandemic is the psychological resilience of an individual, regardless of gender and environmental factors.

Keywords: Pandemic, COVID-19, Psychological Resilience, Perceived Stress, Hopelessness

 

Giriş

Dünyada ve ülkemizde uzun süredir devam eden COVID-19 salgınının, tüm bireyler üzerinde çok yönlü olarak etkileri olduğu ve stres, korku, endişe, umutsuzluk gibi gibi birçok farklı ruhsal soruna yol açtığı görülmektedir. Araştırmalar evde kalmanın depresyon, sağlık kaygısı, finansal endişe ve yalnızlık duygusunu arttırdığına işaret etmektedir (Reger ve ark., 2020; Thunström ve ark., 2020). Bazı kişiler bu kriz durumuna ve olağan dışı şartlara uyum sağlarken, bazı bireylerin de oldukça zorlandığı ve klinik semptomlar gösterdikleri tespit edilmiştir (Xiao ve ark., 2020). Bu bağlamda, COVID-19 salgını sırasında psikolojik dayanıklılık kavramı oldukça öne çıkmış ve hem fiziksel hem de zihinsel sağlığın temel öncülü olduğu ifade edilmiştir (Kluge, 2020).            

Kökenleri 1950’li yıllara uzanan psikolojik dayanıklılık kavramı, psikolojide sorun odaklı bir yaklaşımdan, bireyin pozitif özelliklerine odaklanılması ve geliştirilmesi gerektiğini dile getiren pozitif psikoloji anlayışına geçişle daha çok önem kazanmıştır (Ezer, 2017). Psikolojik dayanıklılık; bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları olumsuz yaşam olayları (boşanma, yoksulluk, bozuk aile düzeni, iş yerinde yaşanan sorunlar vb.), ağır risk şartları ve/veya bir zorlukla karşılaşıldığında olumlu uyum gösterme, kendini yeterli görme ve bu durumla baş edip eski haline dönebilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır (Garmezy, 1993; Masten, 2001, Rutter, 1999; Wagnild ve Young 1993). Psikolojik sağlamlıkları erken çocukluk döneminden itibaren desteklenen çocukların erişkin yaşlarda zorluklara karşı daha dayanıklı oldukları, daha sağlıklı yaşadıkları, ilişkilerinde daha mutlu, okul ve iş hayatında daha başarılı oldukları, depresyona girme ve umutsuzluğa düşme olasılıklarının da daha düşük olduğu ifade edilmektedir (Best Start Resource Centre, 2018). Psikolojik dayanıklılıkları güçlü bireyler, stres verici olaylar karşısında duygusal veya fiziksel bozukluk yaşamadan, bu gibi riskli durumların üstesinden gelebilmektedir (Sipahioğlu, 2008).

            Garmezy (1987) yüksek zeka, yüksek sosyo-ekonomik düzey, aile ilgili olumlu algılar (anne-baba ve çocuk arasındaki olumlu ilişki, aile içinde etkili iletişim, anne-baba olma becerisi) ve sosyal becerilere sahip olmayı kişinin psikolojik sağlamlığını arttıran koruyucu faktörler olarak belirtmiştir. Bunun yanı sıra, yoksulluk, düşük sosyoekonomik düzey, aile içi şiddet, annenin eğitim düzeyi, genetik bozukluklar ve ebeveynlerin patolojik belirtiler göstermesi psikolojik dayanıklılığı olumsuz etkileyen risk faktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır (Werner, 1989). Buradan hareketle, önemli bir ruh sağlığı kriteri olan psikolojik dayanıklılığın yaşamın erken yıllarında şekil aldığı ve ailesel bağların niteliğinin bu oluşumda oldukça etkili olduğu görülmektedir.

Araştırmada, psikolojik dayanıklılık başta olmak üzere, cinsiyet, eğitim seviyesi, gelir düzeyleri, sahip olunan çocuk sayısı gibi sosyo-demografik ve kültürel değişkenlerin, kişilerin algıladıkları stres ve umutsuzluk düzeyleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi hedeflenmiş, çalışmada özellikle umutsuzluk ile algılanan stres arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılığın aracı rolünü saptanmaya çalışılmıştır.

 

2. Yöntem

Bu araştırma, yordayıcı korelasyonel araştırma desenine göre tasarlanmıştır. Bu desene göre, bir ya da daha çok bağımsız değişkene dayalı olarak bağımlı değişkende meydana gelen değişimleri açıklamaya yöneliktir (Büyüköztürk ve ark., 2012).

 

2.1. Katılımcılar

Çalışma grubuna, kartopu yönetimi ile ulaşılmıştır. Çalışma grubu, %89,2’i kadınlar (n=744), %10,8’i erkekler (n=90) olmak üzere toplam 834 katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcılar İstanbul’da ikamet ettiklerini belirtmişlerdir. Çalışma grubuna dahil olanlar, kendilerine ulaştırılan çevirim içi bağlantı yardımı ile soruları cevaplamışlardır. Soru formlarını cevaplayan ancak kendisi ya da birinci derecede yakını COVID-19 tanısı almış 55 kadın ve 29 erkek, hastalığa maruz kalmanın sonuçları etkileyebileceği düşünüldüğünden, örneklemden çıkartılmıştır. Katılımcıların tümü bu dönemde psikolojik yardım almadıklarını ve alma gereksinimi duymadıklarını dile getirmişlerdir. Çalışma grubunun demografik özellikleri Tablo 1 de sunulmuştur.

 

 

Tablo 1. Çalışma grubunun demografik özellikleri

 

 

 

(n = 834)

100

Değişkenler

 

N

%

Cinsiyet

Kadın

744

89,2

 

Erkek

90

10,8

Medeni durum

Evli

761

91,2

 

Evli ancak ayrı yaşıyor

36

4,3

 

Bekâr

37

4,4

Mezun oldukları okul

İlkokul/ İlköğretim/ Ortaokul

37

4,4

 

Lise ve dengi okul

103

12,4

 

Önlisans

66

7,9

 

Lisans

390

46,8

 

Yüksek lisans

238

28,5

Ekonomik durum

Çok iyi

44

5,3

 

İyi

476

57,1

 

Orta

300

36,0

 

Düşük

14

1,7

Pandemi Dönemi Çalışma Hayatı

Evde çalışma

417

50,0

 

İş yerine gidip çalışma

99

11,9

 

Bir işte çalışmıyorum

318

38,1

Pandemi Dönemi Gelir

Gelirde azalma var

429

51,4

 

Gelirde değişiklik yok

394

47,2

 

Gelirde artma var

11

1,3

Çocuk Sayısı

Tek çocuklu

395

47,4

 

Birden çok çocuğu olan

439

52,6

Kadın yaş ort: 41,67

Erkek yaş ort: 46,17

 

Kadın yaş ranjı: 23-65

Erkek yaş ranjı: 33-62

 

 

Kadın Evlilik yılı ort: 14,24

Erkek Evlilik yılı ort: 15,18

 

2.2. Veri Toplama Araçları

Çalışmada, ilgili literatürün taranması ve uzman görüşlerinin alınması ile oluşturulan kişisel bilgi formu, Algılanan Stres Ölçeği, Beck Umutsuzluk Ölçeği ve Kısa Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır.

 

2.2.1. Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ)

Cohen, Kamarck ve Mermelstein (1983) tarafından geliştirilen ve Eskin ve arkadaşları (2013) tarafından uyarlanan Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ-14) toplam 14 sorudan oluşmaktadır. Bu formun, Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı .84, test tekrar test güvenirliği .87 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada ise, stres/rahatsızlık algısı alt boyutu iç tutarlılık katsayısı .82, yetersiz özyeterlik algısı alt boyutu iç tutarlılık katsayısı .82 olup, ölçeğin toplam iç tutarlılık katsayısı .88 olarak hesaplanmıştır.

 

2.2.2. Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ)

1974 yılında Beck ve arkadaşları tarafından geliştirilen Beck Umutsuzluk Ölçeği, 1991 yılında Seber, 1994 yılında ise Durak ve Palabıyıkoğlu tarafından kültürümüze uyarlanmıştır. Ölçek, 20 sorudan ve "gelecekle ilgili duygular", "motivasyon kaybı" ve "umut" olmak üzere üç faktörden oluşmaktadır. Alt ölçeklerden ve ölçeğin tamamından yüksek puan alınması umutsuzluk düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .85’tir. Madde toplam puan korelasyonu .31 ile .67 aralığında değişmektedir (Durak ve Palabıyıkoğlu, 1994). Bu çalışmada ise, ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı toplam puanı için .92; Gelecekle ilgili duygular ve beklentiler alt ölçeği için .74; Motivasyon kaybı alt ölçeği için .75 ve Umut alt boyutu için .73 olarak hesaplanmıştır.

 

2.2.3. Kısa Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (KPSÖ)

Kısa Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği Smith ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilmiş ve Doğan (2013) tarafından Türkçe’ye uyarlanmıştır. Ölçek, bireylerin psikolojik dayanıklılık düzeylerini ölçmek üzere hazırlanmış, likert tipi bir ölçektir. Toplamda altı sorudan oluşmaktadır.  Alınan yüksek puanlar yüksek düzeyde psikolojik dayanıklılığı, düşük puanlar ise düşük düzeyde psikolojik dayanıklılığı göstermektedir. Cronbach’s alpha değeri .79 olarak saptanmıştır. Bu araştırmanın örneklemi için Cronbach’s alpha değeri .82 olarak bulunmuştur.

 

2.4. İşlem

Araştırmaya Sağlık Bakanlığı ve Maltepe Üniversitesi Etik Kurul izinleri (20 Mayıs 2020 tarih ve 2020/04-04 nolu karar) alınarak başlanmıştır. Veriler, pandemi başlangıcından 1,5 ay sonra toplanmaya başlanmıştır. Katılımcılar ankete, kartopu yöntemine uygun olarak tanıdıkları tarafından davet edilmişlerdir. Veriler Google Docs. üzerinden elektronik ortamda link gönderilerek toplanmıştır. Veri toplama işlemi iki ay devam etmiştir.

 

2.5. Verilerin Analizi

Elde edilen veriler önce SPSS 21 programında test edilmiştir. Araştırmada grubun normal dağılım göstermesi üzerine parametrik teknikler kullanılmıştır. Daha sonra korelasyonların doğrulanması ve araştırmanın amacı doğrultusunda, umutsuzluk ile bireylerin algıladıkları stres arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılığın aracı rolünü saptanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda AMOS 22 programı kullanılarak, umutsuzluk ile psikolojik dayanıklılık bileşenlerinin bireylerin algıladıkları stresi açıklama oranı belirlenmeye çalışılmıştır.

 

2. Bulgular

Araştırma verilerinin analiz sürecinde, öncelikle veriler katılımcı ve değişken düzeyinde düzenlenmiş ve ayıklanmıştır. Bu işlemlerin ardından açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile ölçek yapıları ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra ilk olarak araştırma değişkenlerine ait tanımlayıcı analiz bulguları hazırlanmıştır (Tablo 2).

 

Tablo 2. Kullanılan ölçeklere ait tanımlayıcı analiz bulguları

 

Ölçekler

N

Min

Max

Mean

Std. Dev.

KPSÖ[1]

834

6,00

30,00

21,53

4,62

BUÖGB[2]

803

,00

5,00

2,19

,66

BUÖMK[3]

803

,00

8,00

1,89

1,66

BUÖU[4]

803

,00

7,00

5,67

1,67

BUÖ[5]

803

,00

18,00

3,91

3,77

ASÖYÖ[6]

783

7,00

34,00

16,84

4,62

ASÖSA[7]

787

7,00

35,00

20,59

5,13

ASÖ[8]

776

14,00

68,00

37,47

8,52

 

Araştırmanın değişkenleri arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla Pearson korelasyon analizleri yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 3’te verilmiştir.

 

Tablo 3. Kullanılan Ölçeklere Ait Tanımlayıcı Analiz Bulguları

 

 

ASÖYÖ

ASÖSA

ASÖ

BUÖ

BUÖGB

BUÖMK

BUÖU

KPSÖ

ASÖYÖ

1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

783

 

 

 

 

 

 

 

ASÖSA

,521**

1

 

 

 

 

 

 

 

,000

 

 

 

 

 

 

 

 

776

787

 

 

 

 

 

 

ASÖ

,857**

,886**

1

 

 

 

 

 

 

,000

,000

 

 

 

 

 

 

 

776

776

776

 

 

 

 

 

BUÖ

,397**

,412**

,464**

1

 

 

 

 

 

,000

,000

,000

 

 

 

 

 

 

783

787

776

803

 

 

 

 

BUÖGB

,129**

,128**

,148**

,424**

1

 

 

 

 

,000

,000

,000

,000

 

 

 

 

 

783

787

776

803

803

 

 

 

BUÖMK

,365**

,352**

,409**

,851**

,404**

1

 

 

 

,000

,000

,000

,000

,000

 

 

 

 

783

787

776

803

803

803

 

 

BUÖU

-,317**

-,335**

-,374**

-,883**

-,310**

-,558**

1

 

 

,000

,000

,000

,000

,000

,000

 

 

 

783

787

776

803

803

803

803

 

KPSÖ

-,519**

-,529**

-,605**

-,377**

-,090*

-,329**

,308**

1

 

,000

,000

,000

,000

,011

,000

,000

 

 

783

787

776

803

803

803

803

834

 

Oluşturulan modelde; Beck Umutsuzluk Ölçeğinin alt ölçekleri (Gelecek ile ilgili Duygu ve Beklenti, Umut ve Motivasyon Kaybı) gözlenen değişken olarak belirlenirken “Umutsuzluk” değişkeni “Gizil Değişken” olarak modele katılmıştır. Benzer şekilde, bireylerin Algıladıkları Stres Ölçeği alt boyutları da (Yetersiz Öz-yeterlilik, Stres Algısı)  gözlenen değişken, bu değişkenlere bağlı gizil değişken olarak da “Stres” değişkeni modelde oluşturulmuştur. Modeldeki diğer değişken ise, veri seti içerisinde Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği tek boyutuna bağlı “Psikolojik Dayanıklılık” gözlenen değişkeni olarak belirlenmiştir. Modelde direkt ve dolaylı etkilerin hesaplanabilmesi adına ilk önce umutsuzluk düzeylerinin algılanan strese etkisi “total etki” olarak hesaplanmıştır (Şekil 1). Şekil 1’de “c yoluyla” gösterilen etkiyi bulmak için yapılan analizde Umutsuzluğun; Algılanan Stres seviyesindeki varyansın %35’ini pozitif yönde anlamlı düzeyde açıkladığı görülmüştür (B: 0.594, p<.01).


 

Şekil 1. Umutsuzluk ile algılanan stres arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılığın aracı rolü

 Daha sonra modele aracı değişken olan psikolojik dayanıklılık gözlenen değişkeni eklenmiş ve model uyumu sınanmıştır. Uyum indeksleri göz önüne alındığında, modelin kabul edilebilir düzeyde uyumlu olduğu (Hu ve Bentler, 1999) görülmektedir. Modelde  χ2=19.203; df=7 ve CMIN/DF= 2.743 olarak (p=.008) belirlenmiş ve minimum sayıya ulaştığı saptanmıştır.  CFI=.990; NFI=.985; RSMEA=.046 değerleri modelin uyum iyiliğinin kabul edilebilir değere sahip olduğuna işaret etmektedir (Hu ve Bentler, 1999).

Şekil 1’de açıklanan aracı değişken modeline göre direkt ve dolaylı ilişkilere bakıldığında ise, umutsuzluk seviyelerinin psikolojik dayanıklılığı (a yolu) negatif yönde anlamlı düzeyde (%15’i) açıkladığı belirlenmiştir (B: -0.565, p<.01).

Umutsuzluğun bu üç değişkenli modelde Algılanan stres seviyesine etkisi (cı yolu) pozitif yönde anlamlı düzeyde olarak belirlenmiştir (B: 0.376, p<.01). Psikolojik dayanıklılığın ise Algılanan Stres seviyesini (b yolu) negatif yönde anlamlı düzeyde açıkladığı belirlenmiştir (B: -0.387, p<.01).

Umutsuzluk-Algılanan Stres arasında Psikolojik Dayanıklılık üzerinden dolaylı etkiye bakıldığında; Umutsuzluğun Algılanan Stresi; Psikolojik Dayanıklılık üzerinden pozitif yönde anlamlı düzeyde (varyansın %62’sini) açıkladığı belirlenmiştir (B: 0.219, p<.01).

Özetle modelde, psikolojik dayanıklılığın, umutsuzluk-algılanan stres ilişkisine anlamlı düzeyde aracılık ettiği saptanmıştır. Direkt etkide, umutsuzluğun stresi pozitif yönde yordamasının yanı sıra, dolaylı etkide yine aynı şekilde umutsuzluğun stresi pozitif yönde farklı seviyelerde yordaması ve bu dolaylı modelde psikolojik dayanıklılığın algılanan stresi negatif yönde yordaması düşünüldüğünde; psikolojik dayanıklılığın umutsuzluk-algılanan stres arasındaki pozitif ilişkiyi azalttığı; düşük umutsuzluk seviyeleri ve yüksek psikolojik dayanıklılık düzeylerinin bireylerin algıladıkları stresi azaltıyor olabileceği görülmüştür.

 

Tablo 4. Algılalanan Stres ve Umutsuzluk Düzeyleri Arasındaki İlişkide Psikolojik Dayanıklılığın Aracılık Rolü

 

 

Sonuç Değişkeni

 

Psikolojik Dayanıklılık

Algılanan Stres

 

B

Std. Hata

β

SH

Umutsuzluk (c yolu)

 

 

0.594*

0.720

R2

 

0.353

Umutsuzluk (a yolu)

-0.565*

0.028

 

 

R2

0.150

 

Umutsuzluk (cı yolu)

 

 

0.376*

0.545

Psikolojik Dayanıklılık (b yolu)

 

 

-0.387*

0.726

R2

 

 

.625

Dolaylı Etki

 

 

0.219* (Alt:0.185 Üst: 0.256)

Not. B: Standardize Regresyon Katsayısı, *: p<.01

 

Tartışma

Koronavirüs pandemisinin ilk aylarında yürütülen bu çalışmada, bireylerin umutsuzluk düzeyleri ile algıladıkları stres arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılığın aracı rolü incelenmiştir. Bulgular, psikolojik dayanıklılığın, umutsuzluk-algılanan stres ilişkisine anlamlı düzeyde aracılık ettiğini göstermektedir.

Analizler sonucunda alanyazın ile uyumlu olarak (Demirtaş ve Yıldız, 2019; Gong  ve ark., 2020; Yörük ve Güler, 2020) umutsuzluğun algılanan stresi pozitif yönde yordadığı saptanmıştır. Bu bulgu, tüm dünyayı etkisi altına alan COVID 19 salgınının bireylerin bağımsız seçimlerine izin vermeyerek ve kendilerini sınırlandırılmış hissettirerek umutsuzluğu arttırdığına ve stresi yönetmeyi olumsuz etkilediğine işaret etmektedir. Alanyazında umudun bireyin belli bir durumu nasıl algıladığı ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Lazarus ve Folkman (1984) bireyin çevresini analizinin ve öznel değerlendirmelerinin stresli olayları değerlendirmede etkili olduğuna vurgu yapmaktadırlar. Stres yaratan engeli kaldırmanın en temel noktalarından biri soruna/olaya umutla yaklaşmaktır (Ceylan, 2004). Şüphesiz bu bağlamda,  motivasyonun önemi de unutulmamalıdır. Tüm dünyanın gündemine aniden giren koronavirüs pandemisinin bireylerin motivasyonunu düşürdüğüne vurgu yapılmaktadır (Okuhara ve ark., 2020; Sperling, 2021). Yaşanılan hastalığa dair yetersiz ve farklı bilgilerin de mücadele duygusunu ve nispeten olumlu duygular üretmeyi engelleyip umutsuzluğu ve beraberinde algılanan stresi arttırırabileceği düşünülmektedir.

Beck’e göre (2005) durumun değişmeyeceğine olan inanç stresi arttırmaktadır. Kapanmaların, sokağa çıkma sınırlandırmalarının sosyal medyada yapılan asılsız ve bilimsel dayanakları olmayan kurguların/ öngörülerin de (pandemi sürecine ait bilinmezlik, virüsün oluşturulmasına ya da bulaşıcılığına yönelik farklı görüşler vb.) gelecekle ilgili olumsuz beklentiler yaratarak umutsuzluk düzeyini tetiklediğine işaret edilmektedir (Andrews ve ark., 2020; Naeem ve ark., 2020). Bunun  yanı sıra insanların sosyal destek kaynaklarının azalması, beklenen taleplerin artması da baş etme kapasitesini etkilemiştir. Okuhara ve arkadaşları (2020) beklenen taleplerin, baş etme kapasitesinden fazla olduğu durumlarda yoğun stres algılandığına vurgu yapmaktadırlar.

Dolaylı modelde psikolojik dayanıklılığın algılanan stresi negatif yönde yordaması düşünüldüğünde; psikolojik dayanıklılığın umutsuzluk-algılanan stres arasındaki pozitif ilişkiyi azalttığı görülmektedir. Bu bulgu, yüksek psikolojik dayanıklılık ve düşük umutsuzluk düzeylerinin bireylerin algıladıkları stresi azalttığına işaret etmektedir. Bu sonuca göre, bireylerin psikolojik dayanıklılığı güçlü olduğunda; beklenmeyen olaylarla duygu, düşünce veya davranışsal olarak başa çıkmada daha başarılı olacakları öngörülebilir. Alanyazın da bu bulguyu destekler niteliktedir (Saatçi, 2020; Öz, 2001). Doğrulanan modelde öngörüldüğü gibi, strese karşı yeniden eski haline dönebilme yeteneği olan psikolojik dayanıklılık olumlu tepkiler verilmesine yardımcı olarak kaygı düzeyini düşürebilmektedir (Belge, 2019; Tantan Ulu, 2019). Bu araştırmada da diğer birçok çalışma ile benzer olarak (Naeem ve ark., 2020; Yazıcı-Çelebi, 2020) psikolojik dayanıklılığın ruhsal süreçleri yönetmede kolaylaştırıcı ve risk faktörlerine karşı koruyucu bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Alanyazında da bireyin stres karşısında olumlu yönde tepkiler verebilmesi (Rutter, 1987) yüksek düzey psikolojik dayanıklılıkla ilişkilendirilmektedir (Açıkgöz, 2019; Hjemdal ve ark., 2011; Perişan, 2018). Pandemi öncesine ait litreatürde; stresin baş etme becerilerini geliştirdiği, uyumu arttırdığı ve bu durumun da stresli durumları yönetmeye yardımcı olduğunu bilinmektedir (Lazarus ve Folkman, 1984; Taanila ve ark., 2002). Bu noktada uyumu kolaylaştıran psikolojik dayanıklılığın, bireylerin stresli yaşantıları olumlu değerlendirmelerine ve bu olaylarla başarılı bir şekilde baş etmelerine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Nitekim yapılan araştırmalarda psikolojik dayanıklılık ile algılanan stres arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır (Armata ve Baldwin, 2008). Bu anlamda, psikolojik dayanıklılık, stresin negatif sonuçlarını azaltan ve uyum sağlamayı kolaylaştıran bir nitelik (özellik) olarak ortaya çıkmaktadır (Jacelon, 1997). Bunun yanı sıra, psikolojik dayanıklılığın; yalnızlık, umutsuzluk, stres, kaygı ve depresyonla negatif yönde; diğer yandan sosyal destek, umut, iyimserlik ve benlik saygısı ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koyan pek çok araştırma sonucu olduğu görülmektedir (Gong  ve ark., 2020; Hou ve ark, 2021; Li ve ark., 2021; Yörük ve Güler, 2020).

Pandemi dönemine yönelik çalışmalar da, COVID-19 salgını günlerinde stres, korku, endişe, kaygı ve depresif belirti niteliğinde semptomların ortaya çıkışı ile psikolojik sağlamlık arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğuna işaret etmektedir (Brooks ve ark., 2020; Liu ve ark., 2020). Yapılan çalışma bu verilerle de paralellik göstermektedir. Hastalık ve ölüm kaygısının yoğun bir şekilde yaşandığı COVID-19 salgın döneminde bu duygularla baş edebilmede psikolojik sağlamlığın bu süreci kolaylaştırıcı yönde bir etkisi olduğu söylenebilir (Kaya, 2020; Yazıcı- Çelebi, 2020). 

Sonuç ve Öneriler

Araştırmada ölçek puanları; cinsiyet, yaş, gelir durumu, evden çalışma durumu ve evde destek olan bir kişinin varlığı değişkenlerine göre anlamlı bir farklılaşma göstermemiştir. Bu bulgu, cinsiyet ve çevresel faktörlerden bağımsız olarak, COVID-19 pandemisi ile başetmede ayırd edici etkenin bireyin psikolojik dayanıklılığı olduğuna dikkat çekmektedir.

Cinsiyetler arası farklılıklara ilişkin olarak; koronavirüs pandemisine yönelik araştırmaların bazılarında  erkeklerin kadınlardan (Bonanno ve ark., 2008; Campbell-Sills ve ark., 2009; Açıkgöz, 2016), bazılarında kadınların erkeklerden daha yüksek psikolojik sağlamlıkları olduğu gözlenirken (Bitan ve ark., 2020; Broche-Pérez ve ark., 2020; Bozdağ, 2020; Fitzpatrick, Harris ve Drawve, 2020; Moccia ve ark., 2020; Tönbül, 2020), bazı araştırmalarda psikolojik sağlamlık düzeyinin cinsiyete göre farklılık göstermediğine dair bulgular yer almaktadır (Kaygusuz, 2018; Aydın ve Egemberdiyeva, 2018; Çayir, 2018). Tönbül (2020) kendi çalışmasında için bu durumu araştırmaya katılan kadın sayısının fazlalığı ile ilgili olabileceğini belirtmiştir ki bu araştırmada da kadın katılımcı sayısı erkek katılımcı sayısının çok üstündedir. Bunu yanısıra, kadınlar ve erkekler arasında psikolojik dayanıklılık açısından farklılıklar tespit edilmesinin sadece cinsiyete dayandırılamayacağı; bu farklılığın yaşanılan travmalar, sağlıksız yaşam koşulları, hayattaki stres faktörleri, sağlık ve zeka durumları, sosyal desteğin olup olmaması gibi başka pek çok faktörün de bulgularda etkili olmasından kaynaklanabileceği ileri sürülmektedir (Erkoç ve Danış, 2020).

Bu araştırmanın en büyük sınırlılığını, psikolojik dayanıklılığın sınanması için söz konusu olan risk faktörünün sadece koronavirüs olarak kurgulanması oluşturmaktadır. Bundan sonra psikolojik dayanıklılık konusunda yürütülecek olan çalışmalarda mutlaka risk belirleme envanterlerine yer verilmesi önerilmektedir. Ayrıca toplanan veriler klinik olmayan örneklem grubuna aittir ve klinik vakalara genellenemez.

Bu çalışma kapanma ve sokağa çıkma kısıtlamaları dönemini içerdiği için sosyal destek kaynaklarını taramaya yönelik bir envanter kullanılmamış, katılımcılara “evde size destek olacak birisi var mı?” şeklinde bir soru yöneltilmiştir. Açık uçlu bu soru çoğu katılımcı tarafından “evet” ya da “hayır” şeklinde doldurulmuştur. Kaynak belirtilmediği için derinlemesine bilgi edinilememiştir. İleride yapılacak çalışmalarda sosyal destek kaynaklarının da ölçülmesi ve bireyin umudunu korumasına yardımcı olan değişkenler üzerine yoğunlaşılması önerilmektedir.

Bu araştırmada yaşamın erken yıllarından itibaren şekillenen psikolojik dayanıklılığın bireylerin iyimserliklerini ve umut düzeylerini arttırdığı, algıladıkları stresi ise azalttığı   tespit edilmiştir. Bu çalışma, erken çocukluk döneminden itibaren bireylerin benlik saygıları ve özyeterlilik düzeylerinin geliştirilmesi için yürütülecek önleyici çalışmaların önemine dikkat çekmektedir. Bu araştırmanın, aile ve çocuğu güçlendirecek sosyal politikalar oluşturulması, özellikle anne ve babanın işlevselliğine yönelik yatırımların arttırılmasına öncü olması ümit edilmektedir.

Kaynakça

Açıkgöz, M.  (2016). Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin psikolojik sağlamlık ile mizah tarzları ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi].  Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Açıkgöz,  S.  C.  (2019). Depresyon,  panik bozukluk ve yaygın anksiyete bozukluğunun psikolojik sağlamlık/dayanıklılık ile ilişkisi [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi].  İstanbul Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Andrews, J. L., Foulkes, L. ve Blakemore, S. J. (2020). Peer influence in adolescence: Public-health implications for COVID-19. Trends in Cognitive Sciences. 24(8), 585-587. https://doi.org/10.1016/j.tics.2020.05.001

Armata, P.M. ve Baldwin, D.R. (2008). Stress, optimism, resiliency, and cortisol with relation to digestive symptoms or diagnosis. Individual Differences Research, 6, 123-138.

Aydın, M. ve Egemberdiyeva, A. (2018). Üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeyinin incelenmesi. Türkiye Eğitim Dergisi, 3(1), 37-53.

Beck, A. T. (2005). The current state of cognitive therapy: A 40-year retrospectiveArchives of General Psychiatry63953– 959.

Belge, J. (2019). Bir grup yetişkinde depresif semptomlar, anksiyete semptomları ve belirsizliğe tahammülsüzlük arasındaki ilişkinin belirlenmesi [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi]. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Bitan, D. T., Grossman-Giron, A., Bloch, Y., Mayer, Y.,Shiffman, N. ve Mendlovic, S. (2020). Fear of COVID-19scale: Psychometric characteristics, reliability and validityin the Israeli population. Psychiatry Research, 289,113100. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2020.113100

Bonanno, G. A., Ho, S.M.Y., Chan, J.C.K., Kwong, R.S.Y., Cheung, C.K.Y., Wong, C.P.Y. ve Wong, V.C.W. (2008).Psychological resilience and dysfunction among hospitalized survivors of the sars epidemic in hong kong: a latent class approach. Health Psychology Copyright, 27(5): 659-667. DOI: 10.1037/0278-6133.27.5.659.

Bozdağ, F. (2020). Mülteci çocukların psikolojik dayanıklılıkları ve kültürlenme stratejileri. [Yayınlanmamış doktora tezi]. Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi.

Broche-Pérez, Y., Fernández-Fleites, Z., Jiménez-Puig, E., Fernández-Castillo, E. ve Rodríguez-Martin, B. C. (2020). Gender and Fear of COVID-19 in a Cuban population sample. International Journal of Mental Health and Addiction. https://doi.org/10.1007/s11469-020-00343-8

Brooks, S. K., Webster, R. K., Smith, L. E., Woodland, L., Wessely, S., Greenberg, N. ve Rubin, G. J. (2020). The psychological impact of quarantine and how to reduce it: rapid review of the evidence. The Lancet. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(20)30460-8

Büyüköztürk, S., Kılıç Çakmak, E., Akgün, O.E., Karadeniz, S. ve Demirel, F. (2012). Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Pegem Akademi.

Campbell-Sills, L., Forde, D.R. ve Stein, M.B. (2009). Demographic and childhood environmental predictors of resilience in a community sample. Journal of Psychiatric Research, 43(12), 1007-1012.

Ceylan, R. (2004). Entegre eğitime katılan ve katılmayan engelli çocukların annelerinin depresyon ve umutsuzluk düzeylerinin incelenmesi [Yayınlanmamış doktora tezi].  Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.

Çayir, H. (2018). Hekimlerin psikolojik dayanıklılık ve tükenmişlik düzeylerinin farklılaşmasında bazı demografik değişkenlerin aracılık rolü üzerine bir araştırma: İzmir ili Tire ilçesi örneği. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi]. Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Demirtaş, A. S. ve Yıldız, B. (2019). Hopelessness and perceived stress: the mediating role of cognitive flexibility and intolerance of uncertainty. Dusunen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences. 2019;32, 259-267 doi: 10.14744/DAJPNS.2019.00035

Durak, A. ve Palabıyıkoglu, R. (1994). Beck umutsuzluk ölçeğinin geçerlik çalısması”, Kriz Dergisi, 2(2), 311-319.

Erkoç, B. Ve Danış, M.Z. (2020). Üniversite öğrencilerinin psikolojik sağlamlık düzeylerinin tespit edilmesine yönelik bir araştırma. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (1), 34-42.Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/kusbder/issue/55187/735709

Eskin, M., Harlak, H., Demirkıran, F. ve Dereboy, Ç. (2013). Algılanan stres ölçeğinin Türkçeye uyarlanması: Güvenirlik ve geçerlik analizi. New Symposium Journal, Ekim 2013, Cilt 51 Sayı 3, 132-140.

Fitzpatrick-Kevin, M., Casey, H. ve Grant, D. (2020). Fear of COVID-19 and the mental health consequences in America. Psychological Trauma: Theory, Research, Practice and Policy https://doi. apa.org/fulltext/2020-38568-001.html

DoğanT. (2015). Kısa psikolojik sağlamlık ölçeği'nin Türkçe uyarlaması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. The Journal of Happiness & Well-Being, 3(1), 93-102. 

Garmezy, N. (1987). Stress, competence, and development: Continuities in the study of schizophrenic adults, children vulnerable to psychopathology and the search for stress-resistant children. American Journal of Orthopsychiatry, 57, 2, 159-174.

Gong, Y.,  J. Shi, J.,Ding, H., Zhang, M., Kang, C., Wang, K., Yu, Y., Wei, J., Wang, S., Shao, N. ve Han, N. (2020). Personality traits and depressive symptoms: the moderating and mediating effects of resilience in Chinese adolescents. Journal of Affective Disorders  265, 611-617. doi 10.1016/j.jad.2019.11.102

Hou, T., Yin, Q., Xu, Y., Gao, J., Bin, L., Li, H., Cai, W., Liu, Y., Dong, W., Deng, G. ve Ni, C. (2021). The mediating role of perceived social support between resilience and anxiety 1 year after the COVID-19 pandemic: Disparity between high-risk and low-risk nurses in China. Front. Psychiatry 12, 666-789. doi: 10.3389/fpsyt.2021.666789

Hjemdal, O., Vogel, P. A., Solem, S., Hagen, K. ve Stiles, T. C. (2011). The relationship between resilience  and  levels  of  anxiety,  depression,  and  obsessive-compulsive  symptoms  in adolescents.  Clinical  Psychology  and  Psychotherapy.  18(4),  314-321. https://doi.org/10.1002/cpp.719

Jacelon, C.S. (1997). The trait and process of resilience. Journal of Advanced Nursing, 25, 123–129. doi: 10.1046/j.1365-2648.1997.1997 025123.x

Kaya, B., (2020). Pandeminin ruh sağlığına etkileri. Klinik Psikiyatri Dergisi, 23, 123-124. doi:10.5505/kpd.2020.64325

Kluge, H. H. P. (2020). Statement physical and mental health key to resilience during COVID-19 pandemic. 26 March 2020, Copenhagen, Denmark. http://www.euro.who.int/en/media- centre/sections/statements/2020/statement-physical-and-mental-health-key-to-resilience- during-COVID-19-pandemic

Lazarus, R. S. ve Folkman, S. (1984). Stress, appraisal and coping. Springer

Liu, N., Zhang, F., Wei, C., Jia, Y., Shang, Z., Sun, L. ve Liu, W. (2020). Prevalence and predictors of PTSS during COVID-19 outbreak in China hardest-hit areas: Gender differences matter. Psychiatry research, 112921. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2020.112921

Li, F., Luo, S., Mu, W., Li, Y., Ye, L., Zheng, X., Xu, B., Ding, Y., Ling, P., Zhou, M. ve Chen, X. (2021). Effects of sources of social support and resilience on the mental health of different age groups during the COVID-19 pandemic. BMC Psychiatry, 21, 16

Masten, A. S. (2001). Ordinary magic: Resilience processes in development. American Psychologist, 56(3), 227–238. https://doi.org/10.1037//0003-066X.56.3.227

Moccia, L., Janiri, D., Pepe, M., Dattoli, L., Molinaro, M., De Martin, V., ...Di Nicola, M. (2020). Affective temperament, attachment style, and the psychological impact of the COVID-19 outbreak: an early report on the Italian general population. Brain, Behavior, and Immunity. https://doi.org/10.1016/j.bbi.2020.04.048

Perişan, N. (2018) Kaygı, psi kolojik dayanıklılık ve başa çıkma yolları arasındaki ilişki: Üst bilişin aracı rolü [Yayınlanmamış  yüksek  lisans  tezi].  Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Reger, M.A., Stanley, I.H. ve Joiner, T.E. (2020). Suicide mortality and coronavirus disease 2019- Perfect Storm?  JAMA Psychiatry. 77(11), 1093–1094. doi:10.1001/jamapsychiatry.2020.1060

Rutter, M. (1987). Psychosocial resilience and protective mechanisms. American Journal of Orthopsychiatry, 57(3), 316331. https://doi.org/10.1111/j.1939-0025.1987.tb03541.x

Saatçı, E. (2020). Üniversite öğrencilerinde mükemmeliyetçilik, belirsizliğe tahammülsüzlük ve psikolojik dayanıklılığın kendini engelleme üzerindeki etkisi [Yayınlanmamış Yüksek lisans tezi]. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü.

Sperling, D. (2021). Ethical dilemmas, perceived risk, and motivation among nurses during the COVID-19 pandemic. Nursing Ethics, Vol. 28(1) 9-22. doi: 10.1177/0969733020956376

Naeem, F.,Irfan, M. ve Javed, A. (2020). Copingwith COVID-19: urgent need for building resilience through cognitive behaviour therapy. Khyber MedUniv Journal; 12(1):1-3. doi: 10.35845/ kmuj.2020.20194.

Qiu, J., Shen, B., Zhao, M., Wang, Z., Xie, B., Xu, Y. (2020). A nationwide survey of psychological distress among Chinese people in the COVID-19 epidemic: implications and policy recommendations. General Psychiatry, 33(2). doi: 10.1136/gpsych-2020-100213

Okuhara, T., Okada, H. ve Kiuchi, T. (2021). Predictors of staying at home during the COVID-19 pandemic and social lockdown based on protection motivation theory: A cross-sectional study in Japan. Healthcare, 2020, 8, 475 doi:10.3390/healthcare8040475

Öz, F. (2001) Hastalık yaşantısında belirsizlik. Türk Psikiyatri Dergisi, 12(1), 61-68.

Taanila, A., Syrjala, L., Kokkonen, J. ve Jarvelin, M. R. (2002). Coping of parents with physically and/or intellectually disabled children. Child: Care, Health & Development, 28, 73-86.

Tantan Ulu, Ş. (2019). Kaygı, karar verme ve belirsizliğe tahammülsüzlük arasındaki ilişkilerin incelenmesi [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi]. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Thunstörm, L., Newbold, S., Finnoff, D. Ashworth, M. ve Shogren, J. (2020). The benefits and costs of using social distancing to flatten the curve for COVIS-19. Journal of Benefit-Cost Analysis, 11, 2, 179-195. doi:10.1017/bca.2020.1

Tönbül, Ö. (2020). Koronavirüs (Covid-19) salgını sonrası 20-60 yaş arası bireylerin psikolojik dayanıklılıklarının bazı değişkenler açısından incelenmesi. Humanistic Perspective. 2, 159-174. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/hp/issue/54982/730460

Xiao, H., Zhang, Y., Kong, D., Li, S. ve Yang, N. (2020). The effects of social support on sleep quality of medical staff treating patients with coronavirus disease 2019 (COVID-19) in January and February 2020 in China. Medical Science Monitor. e923549, 26.

Wagnild, G. M. ve Young, H. M. (1993). Development and psychometric evaluation of the Resilience Scale. Journal of Nursing Measurement, 1, 156-178.

Wang, C., Pan, R., Wan, X., Tan, Y., Xu, L., Ho, C. S. ve Ho, R. C. (2020). Immediate psychological responses and associated factors during the initial stage of the 2019 coronavirus disease (COVID-19) epidemic among the general population in China. International Journal of Environmental Research and Public Health, 17(5), 1729. https://doi.org/10.3390/ijerph17051729

Werner, E. E. (1989). High-risk children in young adulthood: A longitudinal study from birth to 32 years. American Journal of Orthopsychiatry. 59, 72-81.

Yazıcı-Çelebi, G. (2020). Covid 19 salgınına ilişkin tepkilerin psikolojik dayanıklılık açısından incelenmesi. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 8, 471-483.

Yörük, S. ve Güler, D. (2020). The relationship between psychological resilience, burnout, stress, and sociodemographic factors with depression in nurses and midwives during the COVID-19 pandemic: A cross-sectional study in Turkey. Perspectives In Psychiatric Care. October 2020 57(1) https://doi.org/10.1111/ppc.12659



[1] KPSÖ: Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği

[2] BUÖGB: Beck Umutsuzluk Ölçeği Gelecekle İlgili Beklentiler Alt Boyut Puanı

[3] BUÖMK: Beck Umutsuzluk Ölçeği Motivasyon Kaybı Alt Boyut Puanı

[4] BUÖU: Beck Umutsuzluk Ölçeği Umut Alt Boyut Puanı

[5] BUÖ: Beck Umutsuzluk Ölçeği Toplam Puanı

[6] ASÖYÖ: Algılanan Stres Ölçeği Yetersiz Özyeterlik Algısı Alt Boyut Puanı

[7] ASÖSA: Algılanan Stres Ölçeği Stres/rahatsızlık Algısı Alt Boyut Puanı

[8] ASÖ: Algılanan Stres Ölçeği Toplam Puanı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINDA KULLANILAN ÖLÇME DEĞERLENDİRME ARAÇLARI: TÜRKİYE’DE YAPILAN ÇALIŞMALARA TOPLU BAKIŞ

Gelişim Psikolojisi Açısından Sürdürülebilirlik: Doğada Sağlıklı Çocuklar Yetiştirmek